Tanrının bilgi çelişkisi

Dostum bunun sebebi aslında bizim meleklerden daha üstün bir varlık olmayı seçmemiz.

Bu konu hakkında yapılan bir açıklama şu şekilde; insanı bu dünyaya gelmeden önce yaratılmış ruhuna soruldu; sen melek mi olmak istersin yoksa melekten daha üstün bir yaratık mi? Bildiğin gibi meleklerin iradesi yoktur sadece tanrının söylediklerini yaparlar fakat insanların iradesi özgürdür ve özgür irade ile doğru yolu seçenler, iradesiz olan kişilerden daha üstün sayılır. Sen her ne kadar zihnimizden silinmiş olsa da melekten üstün bir varlık olmayı seçtin bundan dolayı da imtihana sokuldun.
Bana sormadılar sanırım bir yanlışlık olmuş ama-
 
Bunları tartışarak. Tamamıyla emin olduğunuz hiç bir düşünceye, kanıya varamazsınız, yani hiç bir yere varamazsınız. Gelin doğru yolu göstereyim :D

En sade tanımı ile Apateizm, Tanrı inancına karşı ilgisizliktir.

Apateistlere göre Tanrı’nın varlığının veya var olmamasının insan yaşamı için önemi yoktur. Bu yüzden apateizm bir inanç değil, inanca karşı bir tutumdur."İnanç ve inançsızlığa inanmamak” da diyebiliriz.

Tanrı veya tanrıların varlığına karşı bir tutum takınmayan, ilgi duymayan apateistler, tanrı veya tanrıların yokluğu ile de ilgilenmezler. Bu yönde herhangi bir kanı, inanç ve tutuma karşı bir ilgi de duymazlar. “Herhangi bir tanrı inancını reddeden” inançlara veya inançsızlıklara karşı da ilgileri yoktur. Bir apateist için “Tanrı var mı?” sorusu bile anlamsız bir sorudur. “Tanrı varsa” bile yaşam ile arasında herhangi bir ilgi yoktur. Tanrının yokluğu da insan hayatı için zaten gereksiz bir tartışma doğurur!

Temel Argümanları:
Ahlak için din gerekli değildir: Onlara göre ahlak, toplum ve insan yaşamının bir parçasıdır. Ahlakın din ile bir bağlantısı olması gerekmez. Üstelik din, bazı insanlara çıkar sağladığında artık orada ahlaktan söz edilemez.
Kanıtların yetersizliği: Eğer her şeye gücü yeten tanrı(lar) varsa ve o(nlar) insanların kendisine inanmasını istiyorsa, insanların yorumlaması için açık olmayan işaretler seçmezlerdi. Demek ki tıpkı var olmadıkları durumda olduğu gibi var oldukları durumda da onlara inanıp inanmamanın bir önemi yoktur.
 
Ben daha doğmadan cennete mi cehenneme mi gideceğim yazılıydı. Tanrının tayin ettiği kaderi değiştiremem. Dilediğini hidayete erdiren, dilediğini yanlış yola saptıran da tanrı. Benim tabiatım, ruhum, doğduğum dönem, aile yapım, genlerim her şeyim tanrı tarafından belirlendi.

Peki ben bir gökdelenin 50. katından atlayınca öleceğim belli mi? Bilim açısından belli, evet ölürüm. Peki bu binaya çıkıp atlama iradesi benim elimde mi? Tanrı atlayacağımı veya atlamayacağımı bilebilir. Ancak benim onun bildiğini bilmem mümkün değil. Dolayısıyla onun bildiklerinin benim iradem üzerinde etkisi yok. Binaya çıkıp çıkmamam, çıksam dahi atlamamam benim iradem.
 
Peki ben bir gökdelenin 50. katından atlayınca öleceğim belli mi? Bilim açısından belli, evet ölürüm. Peki bu binaya çıkıp atlama iradesi benim elimde mi? Tanrı atlayacağımı veya atlamayacağımı bilebilir. Ancak benim onun bildiğini bilmem mümkün değil. Dolayısıyla onun bildiklerinin benim iradem üzerinde etkisi yok. Binaya çıkıp çıkmamam, çıksam dahi atlamamam benim iradem.
Senin bilip bilmemenin bir önemi yok. Kaderi kabul ettiğiniz zaman özgür irade olmadığını da kabul etmeniz gerek. "Benim özgür iradem var binadan atlayabilirim" demek zaten sana çizilmiş olan kaderi yerine getirmektir. Çünkü tanrı senin oradan atlayacağını biliyor ve kaderini öyle yazmış, bunun dışına çıkamazsın, tanrı ne istiyorsa o olur. İnsanın istediği şeyin hiçbir önemi yok.
Ayrıca tanrı istediğini saptırıp istediğini doğru yola iletiyorsa insan iradesine etki etmiş olur.
 
Dediklerinin.

Ben daha doğmadan cennete mi cehenneme mi gideceğim yazılıydı. Tanrının tayin ettiği kaderi değiştiremem. Dilediğini hidayete erdiren, dilediğini yanlış yola saptıran da tanrı. Benim tabiatım, ruhum, doğduğum dönem, aile yapım, genlerim her şeyim tanrı tarafından belirlendi.

Dediklerinin hepsinde sonuna kadar haklısın kimse inkâr edemez zaten. Ama bana göre bardağın boş tarafından bakıyorsun biraz, doğru tanrı senin cennet ya da cehennem akıbetini şu an kesin olarak biliyor fakat belki şu an kesin olarak cennete gireceğin yazılı belki de cehenneme yazılı ismin ama günün birinde susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su verip başını okşarsan bu tanrının o kadar hoşuna giderki tüm günahlarını silip seni her şeye rağmen cennetine alır? Tanrının sonsuz merhamet sahibi olduğu da 4 kutsal kitapta da anlatılır.
 
Eğer herkesin koşulsuz inanması için tüm sebepler apaçık olsaydı herkes inanmaz mıydı zaten? Bu bir imtihan. İsteyen kendi doğrusunu yaşar isteyen kendi bildiğini. Öteki tarafa gidip de dönen olmadı henüz :) Dini konuların tartışması eğer varsa ki olduğuna inanıyorum. Yoktan var olduktan sonra yok olmak saçma geliyor çünkü. Ancak o zaman son bulur dini tartışmalar.

Bir sınavda olduğunuzu düşünün. Sorular çok zor ve yapamayacağınızı düşünüyorsunuz. Kitaba bakmak serbest ama siz kitaba bakabileceksem neden sınav oluyorum diyip hiç çabalamıyorsunuz :)
 
Dediklerinin hepsinde sonuna kadar haklısın kimse inkâr edemez zaten. Ama bana göre bardağın boş tarafından bakıyorsun biraz, doğru tanrı senin cennet ya da cehennem akıbetini şu an kesin olarak biliyor fakat belki şu an kesin olarak cennete gireceğin yazılı belki de cehenneme yazılı ismin ama günün birinde susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su verip başını okşarsan bu tanrının o kadar hoşuna giderki tüm günahlarını silip seni her şeye rağmen cennetine alır? Tanrının sonsuz merhamet sahibi olduğu da 4 kutsal kitapta da anlatılır.
Öyle bir olay olucaksa bunu yazan tanrıdır ve böyle bir olay olucağını zaten biliyordur. Her şekilde mantıksız.
 
Öyle bir olay olucaksa bunu yazan tanrıdır ve böyle bir olay olucağını zaten biliyordur. Her şekilde mantıksız.
Tanrı senin seçimlerini seçmiyor. Evet aileni sen seçemiyorsun. Ama hangi ailede yaşarsan hangi koşulları yaşarsan yaşa yolun değişmiyor. Kaderin senin seçimlerinden yazılı çünkü. Mesela sen şu an fakirsin ve bu senin seçimin değil. Zengin bir ailede doğsan bile yapacağın seçimler değişmeyecek. İki farklı sınava da girsen ancak kendi bildiğin kadarını yapacaksın.
 
Tanrı senin seçimlerini seçmiyor. Evet aileni sen seçemiyorsun. Ama hangi ailede yaşarsan hangi koşulları yaşarsan yaşa yolun değişmiyor. Kaderin senin seçimlerinden yazılı çünkü. Mesela sen şu an fakirsin ve bu senin seçimin değil. Zengin bir ailede doğsan bile yapacağın seçimler değişmeyecek. İki farklı sınava da girsen ancak kendi bildiğin kadarını yapacaksın.
Tanrı benim ne seçeceğimi biliyor. Bana bu seçimleri yaptıran da kendisi. Bana verdiği iradeyi yaratan tanrı olduğuna göre seçimleri yaptıran da o.
 
Öyle bir olay olacaksa bunu yazan tanrıdır ve böyle bir olay olacağını zaten biliyordur. Her şekilde mantıksız.

Aynen öyle haklısın bu cevabı vermeni bekliyordum bende. Mantığın bittiği yerde kalp ile tasdik başlar. Hiçbir dinde %100 mantık ya da bilimsel açıklama olamaz çünkü dinin kendisi soyut bir şey. Ona bakarsan şimdi bu soruyu soralım tanrıyı görmüyoruz sesini duymuyoruz 5 duyu organıyla algılamıyoruz o zaman tanrı yoktur da diyebilirsin fakat sen bunlara rağmen tanrının varlığını kabul etmişsin hem de direkt olarak bilimsel veya mantıksal hiçbir kanıtı olamamasına rağmen(dolaylı açıklama sonrası meselenin tanrının varlığına dayandırılmasından bahsetmiyorum). Tüm inanışlarda bu önemli bir konudur bilimin ve mantığın bittiği yerde kalp ile tasdik edilmesi gerekir.
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı