Zihinlerimizden mi ibaretiz, bedenlerimizden mi? Yoksa her ikisinden mi?

Kısacı

Hectopat
Katılım
24 Aralık 2019
Mesajlar
1.972
Makaleler
1
Çözümler
7
Gerçekten. Etrafımdaki insanlara baktıkça sadece zihinleri ile hareket ettiklerini düşünüyorum. Zihinden kastım düz bir irade değil, zihinlerindeki ego süzgeci ile hareket ediyorlar. (hayır yanlış anlaşılmasın egonun karar verici mekanizması güdüsel bir şey çoğu durumda irade gerektirmez) ben ise zihnin tam olarak işlevsel çalışabilmesi için aynı zamanda beden sağlığına da önem verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Aslında bu bir gerçeklik ancak vücudumuzun gereksinimlerini karşılamadığımız için çoğu kişi bu durumu takip etmiyor veya eyleme geçmiyor. Beden sağlığından kastım tam olarak bu. Vücudun günlük hareket sınırı mı var? Daha fazla hormon mu salgılaması lazım? Ya da dik durmak? Kas oranının artması mı lazım? Öyleyse gerekeni yerine getirelim. Ve zihnimizin daha güçlü daha verimli çalıştığına deney sonucu hepimiz şahit olalım. Benim anlamadığım şey tam olarak bu. İnsanlar neye dayanarak beden sağlığına önem vermeyi reddediyor? Sadece kişisel kontrol ile yönetilebilen bir bedene idrak olmak yerine manipülasyon ve sübliminale açık, hormonal problem, kas problemleri, kan problemleri başta olmak üzere birçok sağlık problemi neticesinde bir ya da tüm işlevini kaybetme riskine sahip bir bilgisayara güveniyor. Tamam vücut da riskli peki. O halde bedensel problemlerin beyine olan etkisine ne demeli? Belki de benim henüz kavrayamadığım zihinsel olgular vardır ya da anlamlandıramıyorumdur. Kendimi garantiye almak adına foruma yazayım dedim.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
İşte sorun da burada başlıyor. Bazı etkenler insanın beynine hükmetmesine engel oluyor. Kendisine zarar vereceğini bildiği halde onu yapan biri, bunu yapmadan önce bir şekilde beynindeki şalteri kapatıyor.
 
Gerçekten. Etrafımdaki insanlara baktıkça sadece zihinleri ile hareket ettiklerini düşünüyorum. Zihinden kastım düz bir irade değil, zihinlerindeki ego süzgeci ile hareket ediyorlar. (hayır yanlış anlaşılmasın egonun karar verici mekanizması güdüsel bir şey çoğu durumda irade gerektirmez) ben ise zihnin tam olarak işlevsel çalışabilmesi için aynı zamanda beden sağlığına da önem verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Aslında bu bir gerçeklik ancak vücudumuzun gereksinimlerini karşılamadığımız için çoğu kişi bu durumu takip etmiyor veya eyleme geçmiyor. Beden sağlığından kastım tam olarak bu. Vücudun günlük hareket sınırı mı var? Daha fazla hormon mu salgılaması lazım? Ya da dik durmak? Kas oranının artması mı lazım? Öyleyse gerekeni yerine getirelim. Ve zihnimizin daha güçlü daha verimli çalıştığına deney sonucu hepimiz şahit olalım. Benim anlamadığım şey tam olarak bu. İnsanlar neye dayanarak beden sağlığına önem vermeyi reddediyor? Sadece kişisel kontrol ile yönetilebilen bir bedene idrak olmak yerine manipülasyon ve sübliminale açık, hormonal problem, kas problemleri, kan problemleri başta olmak üzere birçok sağlık problemi neticesinde bir ya da tüm işlevini kaybetme riskine sahip bir bilgisayara güveniyor. Tamam vücut da riskli peki. O halde bedensel problemlerin beyine olan etkisine ne demeli? Belki de benim henüz kavrayamadığım zihinsel olgular vardır ya da anlamlandıramıyorumdur. Kendimi garantiye almak adına foruma yazayım dedim.
Bazı insanların moralleri genel olarak bozuk ve bunu bahane edip sağlıksız şeyler yapıyorlar. Sorunlarından kaçmak abur cubura yönelenler falan var. Örnekler çoğaltılabilir. Sağlıklı yaşamak için bir motivasyonları yok.
 
İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliği iradesidir. Bence zihnimizden ibaretiz. Beden geçici. Öldükten sonra çürüyecek. Ama zihin sonsuz.
Ama zihin beden sağlığı ile kolerasyon ilişkisine sahip. Bu durumda oluşan bakış açısını nasıl değerlendirmek gerekir?

İşte sorun da burada başlıyor. Bazı etkenler insanın beynine hükmetmesine engel oluyor. Kendisine zarar vereceğini bildiği halde onu yapan biri, bunu yapmadan önce bir şekilde beynindeki şalteri kapatıyor.
O etkenlerin detaylı detaylı sebep olduğu tüm veriler herkes tarafından bilinmeli bence
 
Bana göre zihnin yaratıcıda bir anlamı yok.. zihnin önemsenmesi hatta tapılması yine insan zihnin vardığı bir sonuç yada karar. esasen yaratıcı beden veya iç dünya belki ilkel beyin vs şeklinde tasarlamış fakat insan bir şekilde bunun dışına çıkmış. zihnine bu derece tapması zihni sonsuzluğa kavuşturma çabasını getirmiş. ama yaratıcı yine sopayı kafaya vuruyor ve zihni ve bedeni tamamen elinden alıyor (vakti geldiğinde) bunun çözümü kayıt tutmak ve insan zihni bunu yapmış muhtemelen zihni digital ortama aktarmayı düşünecek ama bana göre bu asla olmayacak aktardığı zihin kendisi olmayacak.
 

Geri
Yukarı