Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla,
En iyi şekilde başarıya ulaştıran Yüce Allah'a (c.c) hamd eder ve O'ndan yoluna hidayet etmesini, tahkikiyle hakkı ilham etmesini isterim. Risaleti için seçilmiş olan kullarına, özellikle de Nebi Muhammed Mustafa (s.a.v.) ve ailesine salat ve selam kılmasını dilerim.
Yazıdaki amacım vacibu'l vücudun yani tanrının varlığını kanıtlamak olacak, Allah (c.c) doğruyu gösterir inşallah. Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör olamaz, bu dediklerimi gerçekten istekli ve akıl sahibi olan biri okursa hakikate ulaşır inşallah.
Yazımı okumadan evvel Aristoteles ve Platon gibi şahsiyetleri okumanızda fayda var. Temelsiz bir bina, rüzgarın estiği yöne savrulan yapraklar gibi güvensizdir.
Başkasına yönelmeksizin zatı bakımından kendisine yönelinilen her mevcut, ya “kendinde varlık zorunlu olması” bakımından bulunur ya da bulunmaz. Eğer zorunlu olur ise, işte bu, zatından dolayı varlığı zorunlu olan bizatihi haktır. Ve o, kayyum olandır. Eğer zorunlu olmaz ise, şöyle denilemez: O, varsayıldıktan sonra bizatihi mümtenidir. Evet, eğer zatının itibara alınmasıyla nedeninin yokluğu şartı gibi bir şart ile birlikte olur ise, mümteni olur. Eğer onunla birlikte bir şart bulunmazsa, bir nedenin meydana çıkması yoktur. Ve de onun yokluğu kendi zatında kalıcı değildir. Üçüncü bir durum ise imkândır. Buna göre imkan zorunlu ve de mümteni olmayan şey zatı bakımından itibara alındığı zaman olur. Dolayısıyla her mevcut ya bizatihi zorunlu varlıktır ya da zatı bakmamdan mümkün varlıktır.
Kendinde halci kati imkân olan şey, kendi zatından dolayı mevcut olmaz. Onun kendi zatından olan varlığı, mümkün olması bakımından kendi yokluğundan daha önceliklidir. Dolayısıyla eğer ikisinden biridaha öncelikli olursa bu bir şeyin hazır olması veya kaybolmasından dolayıdır. Öyleyse varlığı mümkün olan her şeyin varlığı, başkasındandır.
Bu durumun zincirleme sonsuza kadar gitmesine gelince; zincirin her birimi, kendi zatında mümkünolur ve bütün, onunla alakalı olmuş olur. Dolayısıyla onlarla alakalı olan bütün, yine zorunlu olmayıp başkası sebebiyle zorunlu olur.
Tek tek nedenli olan birimlerden oluşan her bir grup, birimlerinin dışında bir nedeni gerektirir. Bunun nedeni ise şudur: Ya o, esasen bir neden gerektirmeyip dolayısıyla nedenli olmayan zorunlu olur ki o ancak birimleri ile zorunlu iken buna nasıl varılsın? Ya da tamamıyla birimler olan bir nedeni gerektirir ki,bu durumda da kendi zatından dolayı nedenli olur. Çünkü o, grup ve bütün tek bir şeydir. Her biri anlamındaki bütüne gelince, bununla grup zorunlu olmaz. Birimlerin bir kısmının neden olarak gerekmesine gelince, onlardan her biri nedenli olduğu zaman, bunda bir kısmı bir kısmından daha öncelikli değildir. Çünkü onun nedeni, buna daha önceliklidir. Bütün birimlerin dışında bir nedenin gerekmesine gelince, o, kalıcı olandır.
Birimlerinden başka şey olan her bir grubun nedeni, öncelikle birimlerin, sonra grubun nedenidir. Aksi halde birimler ona ihtiyaç duymuyor olsun. Bu durumda grup birimleriyle tamamlanınca ona (nedene) ihtiyaç duymaz. Aksine bazen bir kısmı için değil de birimlerin diğer kısmı için neden olan herhangi bir şey bulunabilir. Bu durumda bu, grubun mutlak nedeni olmaz.
Ardışıklık üzere neden ve nedenlilerden sıralanmış olan her bir grupta, nedenli olmayan bir neden bulunur. Ki o da bir taraftır/uçtur. Çünkü o, orta olsaydı nedenli olurdu.
İster sonlu ister sonsuz olsun neden ve nedenlilerden sıralanmış her bir zincirin ancak kendisinde yalnızca bir nedenli bulunduğu zaman onun dışında bir nedene ihtiyaç duyacağı ortaya çıkmıştır. Fakat neden, kuşkusuz zincire bir taraf olarak bitişir. Ve yine eğer onda nedenli olmayan bir şey bulunursa onun taraf ve son olduğu ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla her zincir, bizatihi zorunlu varlıkta son bulur.