Özgür irade diye bir şey aslında yok

Ben artık bu dünyadaki en büyük kötü insanı bile suçlamıyorum. İnsan doğası atılmış bir zar. Kimse özgür değil. Seçim yaptığını düşünüyorsun ama yanılıyorsun çünkü senin nasıl seçim yapacağın senin iraden dışında oldu. İyilik? Kötülük? Merhamet? Sevgi? Nefret? Bunları birisine beslerken özgür iradenizle mi davranıyorsunuz? Hayır. Kimse kötü olmayı veya iyi olmayı seçmez. Onu seçebilecek potansiyeli o farkında olmadan iradesine yerleştirilir bu kadar basit.
Özgür irade, evrensel bilgi yok diye kimseyi suçlamayabilirsin, tabii bu kendi kararın ama bazı şeyler standartlaşmalı yoksa düzensizlik oluşabilir. O yüzden bu standartlaşma insanın yaşamınını kısıtlamadan temel seviyede olmalı. Bu standartlaşma da tabii evrensel değil ama gerekiyor. Bu standartlaşma çağdan çağa yüzyıl yüzyıla topluma göre ayak uydurmalıdır.

Bana hiç boşuna akıl sahibi olduktan sonra yani çocukluktan yetişkinliğe geçtiğimiz zaman doğruyu yanlışı ayırabilecek bir irademiz var
İradeden çok bilincimiz var aslında. Çoğu şeyi bilincimiz yönetiyor, çocukken farkındalığımız yok ayırt edemiyoruz ama ergenliğe geçince ayırt edebiliriz. İyi veya kötü bir şey yok, hatta evrensel hiçbir şey yoktur ama günümüz şartlarında etik olmamız gerekiyor. Çünkü şu an bu düzen onu istiyor.

Özgür irade yok çünkü ben bu hayatı seçmedim, bu hayat dayatılıyor. Coğrafya kaderdir gibi klişe cümleler de kurmak istemiyorum ama ailemi, kültürümü, çevremi, yaşadığım yeri, okuduğum okul bunların hiçbirisini ben seçmedim. Hepsi sadece bana hayat içerisinde birkaç seçenek verildi ve birisi seçilmekte zorunda kalındı. Burada seçmek özgür irade değil tabii. Farkına varırsanız hep zorunda kalarak seçtik, zorundayız. Zorunluluk insanı özgürleştirmez, daha çok tutsak eder. Zorunda kalındığım şeyler yüzüne benim hayatım belirleniyor ve yaşıyorum.

Şavaşlar kötüdür normalde ama devlet için kötülük yaparsın çünkü mecbur kalınırsın. En güzel örnek bu olur herhalde. İnsana birkaç seçenek arasında zorunda bırakırsan bu özgür irade olamaz.

Tabii insanın yaşadığı deneyimler sayesinde algısı, bilinci, davranışı oluşuyor. Bu deneyimleri ise çevre, okul, aile gibi temel şeyler belirliyor. Ama bu demek değil ki kötüyle iyiyi ayırt edemeyiz, ayırt edebilirim çünkü ben özgür değilim. Benim bir bilincim var bu kendimce bir yorum yapmamı sağlıyor. Bu yorum benim şu ana kadar yaşadığım deneyimler sayesinde oluşuyor.

Son olarak şunu da ekleyeyim, hiçbir zaman farkındalığımız iyi seviyelerde olmayacak sadece ortalama bir dünya insanına göre iyi olucak. Bilinçli birisi hayatına mahvetmesi ise eminimki hayatında dayatılan seçenekler yüzünden mahvedeceğini düşünüyorum. Bilinçsiz birey bilmeyerek hayatını mahveder ve bu özgür irade değildir, bu açık bir şey. Ama bilinçli birisi hayatını mahvetmesi olanaklıdır ama kendisine birkaç şey zorunlu kılınmıştır ve kendisi istemeden dahi hayatı mahvolabilir. Burada kesin bir şey konuşmak yanlış olacaktır. O yüzden istasnalar vardır demek daha doğru.

Konudaki arkadaşlar çok spesifik örnekler verip konuyu anlayamadıklarını düşünüyorum. Anlayanlar var tabii, yok değil.
 
Verdiğin cevapların yarısında şu vardır eminim. Ne anlattığını ya bilmiyorsun ya da anlatamıyorsun, bunu bir çöz derim.
Gayet yazıyı okudum ve anladım. Sorun burada sizin anlamamanız. Şimdi ben, siz anlamadınız diye size karşı sizi yerecek ifadeler kullanma hakkına mı sahibim?

Bu nasıl bir mantık?

@oblomovv Haklısın ama bunun bir çıkar yolu yok, ne yazık ki! Burada tek suçlu Adem'dir. Eğer Adem cennetten kovulmasıydı, Habil ile Kabil dünyaya gelmeyecekti ve kavga edip Kabil, Habil'i öldürmeyecekti.

Habil ile Kabil'in kavgasından bu yana süre gelen art arda zincirleme şekilde psikolojik bir savaş dönüyor dünyada.. İlk Homo cinsi türlerden beri süre gelen mirastır. Ve cevabı da yok.

Mesela şöyle bir çıkarımım var;

Ekran Alıntısı.JPG



Bir bıçaklı saldırgan, senin üzerine koşuyor. Bunu gören yoldan geçen bir poliste onu, eylem gerçekleşmeden durduruyor.

Şimdi burada, saldırgan eylemi gerçekleştirmediği/gerçekleştiremediği için suçlu mudur, suçsuz mu?

Kendisine yargı önünde koruma hakkı tanındığında şunu söyleyebilir;

"Ben sadece bıçakla birlikte yanından hızlıca koşup gidecektim."
 
Son düzenleme:
Maalesef bende bu bakış açısının kurbanıyım... Özgür irade diye bir şeyin olmadığını düşünüyorum. Asıl korkutucu kısım böyle düşünmek değil, asıl korkutucu kısım bu düşüncenin tutarlı olması
 
Ya uza hadi iki bilgi öğrenmiş satıyor burada anlattığım şey ile alakası olmayan bir durum tamamen örnek vermek için dedim.

Senin görmek istediğin tanrıcılık konularını görmediysen ağlaman normal böyle. Kafanı kumdan çıkarıp düşünmeye çalışırsan anlarsın belki beni.

Dostum fikirlerin gerçekten mantıklı sadece yeteri kadar düşünemeyen insanlar burada gelip boş yapıyor. Böyle insanlar her yerde var. Berkide fikirlerine saçma diyen kişi çocukluğunda yaşayacak farklı şeylerden dolayı senin gibi düşünücek fakat bundan haberi bile yok. Özgür iradeye gelirsek bence temel olarak gerçektende yoktur hocam. İnsanlar burada özgür iradeyi trenin kolunu çekmek kadar basit görüyor maalesef. Ayrıca suç işleyen insanlar hakkında düşüncenizde oldukça mantıklıdır.

Maalesef bende bu bakış açısının kurbanıyım... Özgür irade diye bir şeyin olmadığını düşünüyorum. Asıl korkutucu kısım böyle düşünmek değil, asıl korkutucu kısım bu düşüncenin tutarlı olması.

Doğruya doğru demekten başka bir şey diyemeyiz hocam. Durumlar böyle.
 
Kötü insanlar arasında yaptıklarının kötü olduğunu bilmesine rağmen bundan zevk alan insanlar var. Bu adamların özgür iradesi midir yoksa bu da mı çevresel koşullarla ve genetikle yüklenmiştir?
 
Kötü insanlar arasında yaptıklarının kötü olduğunu bilmesine rağmen bundan zevk alan insanlar var. Bu adamların özgür iradesi midir yoksa bu da mı çevresel koşullarla ve genetikle yüklenmiştir?

İstisnai durumlar bunlar. Senin bahsettiğin olay psikopatlık veya sadistlik. Bu bir rahatsızlık ve evet bu rahatsızlığında temelinde çevresel ve genetik etmenler vardır. İleri seviye kişilik bozukluğu olan kişilerde çocukluk travması yaygındır. Yani kötülük yapmaktan zevk alan arkadaş yaptığı şeyi iyi olma alternatifi varken kötü olmayı seçerek yapmıyor
 
İstisnai durumlar bunlar. Senin bahsettiğin olay psikopatlık veya sadistlik. Bu bir rahatsızlık ve evet bu rahatsızlığında temelinde çevresel ve genetik etmenler vardır. İleri seviye kişilik bozukluğu olan kişilerde çocukluk travması yaygındır. Yani kötülük yapmaktan zevk alan arkadaş yaptığı şeyi iyi olma alternatifi varken kötü olmayı seçerek yapmıyor
Ben bu tarz durumlarda çevresel faktörlerin spesifik durumlar harici etkili olmadığını düşünüyorum. Mesela çok iyi, kültürlü bir ailede doğmuş, harika bir çocukluk geçirmiş birisi de katil olabilir. Burada diyebileceğim tek şey genetik. Ama Ailesinde başka hiçbir katil ruhlu insan olmamasına rağmen tek katilin o olması bunun çokta genetik olmadığını ya da o sadist adamın aşırı şanssız olduğu söylüyor. Aynı şekilde ikiz kardeşleri de örnek gösterebilirim. Aynı genleri taşırlar, aynı çevresel koşullardan etkilenirler ama kişilikleri çok farklı olur. Biri katil olabilirken diğer çok iyi birisi olabilir.
 
Son düzenleme:

Yeni konular

Geri
Yukarı