Bu din bakışıyla. Din ve hayvancılık-tarım arasında devasa bir ilişki var aslında ve bu başlı başına bir konu olacak kadar büyük. Ona girmiyorum burada.
Gelelim hayata, burada zeka bakımından bir üstünlük olduğunu belirtmişsiniz. Peki bu bize onları sömürme hakkı verir mi? Ama biz sömürmekten çekinmiyoruz. Bunu belirtmek istemiştim.
"...Eğer sen psikolojiyi bir ihtiyaç görüyorsan o hayvana zarar vermeden onunla psikolojik ihtiyaç alabilirsin. Ha şimdi senin sinirlendiğin noktaya gelelim, psikolojik işimiz bitince onları dışarı atmak..." Burada tam olarak ne demek istediğinizi anlayamadım.
Psikolojiden kastım şu, hayvanları dilediğimiz gibi yetiştirip, onları daha yavruyken annelerinden ayırıp ufacık bir alana hapsetmek örneğin. Bu hangimizin umurunda? Ama onlar acı çekiyor.
Bir de sinirlendiğin nokta falan demişsiniz, bakın benim sinirlendiğim falan yok, eleştiri yapıyorum. Yoksa oturmuş Sosyal'de dolanıyorum, burada sizinle konuşuyorum. Sinir yok. Rahatım, siz de rahat olun.
Bu arada benim bahsettiğim esas nokta, dünya üzerindeki diğer canlılardan kendimizi üstün görüyor olduğumuz gibi akıllı uzaylı yaşamları için de aynı görüşü mü benimsemiş olduğunuzdu. Yoksa burası zaten farklı bir olay. Buradan konuşarak bir miktar konu dışına da kaçmış oluyoruz. Hatta daha detaylı tartışma yapmak isterseniz konu açabilirsiniz. Burada konu din değildi; din, bizler ve diğer canlılar hiç değildi. Ben buradan bir örnek vermek istemiştim.
İşte demek istediğim nokta, örneğin bizim dışımızda akıllı bir yaşam formu varsa ve onların da tamamen bizim için yaratıldığını düşünüyorsanız, bu bizi fazla değerli kılıyor. Ama evrenin boyutuna bakınca aslında bir hiçiz. Bunu din bakımından tartışamayız. Fiziksel boyutlarla kıyaslama yapıyorum. Olay bundan ibaret.